Gebelikte Madde Bağımlılığı

Gebelikte Madde Bağımlılığı

Gebelikte Madde Bağımlılığı

En sık görülen altı madde bağımlılıkları, alkol, amfetaminler, kokain, eroin, marihuana ve sigaradır.

Gebelik ve Alkol

Alkol, sigaradan sonra en sık kullanılan bağımlılık yapıcı maddedir. Gebelik süresince alkol kullanımı aşağıdaki etkilere neden olabilir :

  • Çeşitli besinlerin emilimini engeller.
  • Tüm hücrelerin bölünme ve büyüme sürecine zarar verir.
  • Nöral farklanmayı bozar.
  • DNA sentezini baskılar ve fetüse protein sağlanmasını engeller.

Gebelikte alkolün kadınlarda yaptığı problemler

  • Kısırlık Alkol kullanımı gebe kalma şansını bir miktar azaltır. Bir çalışmada haftada 1-5 kez alkol alan kadınların gebe kalma oranları hiç kullanmayanlara göre daha az olarak bulunmuştur. Alkol erkeklerde de sperm sayı ve kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
  • Düşükler
  • Ablasyo plasente (bebeğin eşinin erken ayrılması)

Alkolün fetusa etkileri

Alkolün fetusa etkisi genetik hassasiyet, maruz kalınan zaman ve doz gibi faktörlere bağlı olarak değişik zararlı etkiler yapabilir. Bazen hiçbir problem görülmeyeceği gibi alkole bağlı defektleri içeren fetal alkol sendromu (FAS) na yol açabilir.

  1. Anne karnında ve doğum sonrası görülen gelişim geriliği
  2. Yüz-baş bölgesindeki iskelet sistemi bozuklukları
    • Yüzün orta kısmının düzleşmesi
    • Çökük , dar burun kemiği
    • Burun ve üst dudak arasındaki oluğun uzaması ve yassılaşması
    • Kısa, yukarı dönmüş burun
  3. Nörolojik bozukluklar
    • Mikrosefali (başın normalden küçük olması)
    • Zeka geriliği
    • Motor hareketlerde zayıflık
    • Dikkat azlığı
    • Hiperaktivite
    • Kısa dönem hafıza zayıflığı
  4. Diğer önemli organ sistem problemleri
    • % 30-40 oranında doğuştan kalp hastalıkları
    • Doğuştan kalça çıkığı gibi iskelet anormallikleri

Ayrıca işitme kaybı, bağışıklık sisteminin az çalışması, gibi bulgular da olabilir.

Alkolün çocukluğa etkisi

  • Bu çocuklarda değişik derecelerde öğrenme güçlüğü
  • Performans yetersizliği
  • Morfolojik (vücut şekillerinde) bozukluklar
  • Büyüme geriliği görülebilir
  • Sosyal ve duygusal gelişim bozuklukları
  • Zeka geriliği

Gebeliğin önemi

İlginçtir ki Babour un 1990 da yaptığı bir araştırmaya göre kadınların % 60’ ı gebelikte alkol alınımın zararlı olmadığına dair bilgiye sahipmiş.

Fetüsün güvenliği için alkol düzeyini belirlemek güçtür. Bu nedenle gebelik planlandığı zamandan itibaren ve gebelik süresince alkol tamamen bırakılmalıdır. Özellikle ilk 12 hafta boyunca kesinlikle alınmamalı, sosyal durumlarda içmek gerekiyorsa 12. haftadan sonra haftada 1 kadeh kırmızı şarap alınabilir. Alkol sütle bebeğe geçer.

Araştırmalar alkol alan annelerin bebeklerinin sütü az tükettiği göstermiştir. Emzirme süresi boyunca da alkol alımı önerilmez .

Alkolün bebekte sakatlık yapma etkisi dozla ilgilidir. Annede bağımlılık varsa, uzun süredir ve yüksek dozlarda alkol alıyorsa sakatlık riski artar.

Alkol alan kişinin beslenmesi de bozulur. Çünkü alkol bir enerji kaynağıdır. Bu nedenle alkol alan kişinin beslenmesi yeterli değildir.

Alkol alınımı; kalsiyum, protein ve bazı vitaminlerin (Thiamin, folik asit, K vitamini) emilimini bozar.

Alkolün gebelikte tedavisi

Alkol bağımlısı bir kadın hamileliği boyunca alkol almadıysa Fetal alkol sendromu (FAS) riski azalır. Bu yüzden öncelikle hamile kadının alkol kullanma düzeyi tanımlanmalıdır.

  1. Sosyal içici (sosyal amaçla alkol alan): Bu gruptaki kadınların, alkolün doğacak çocukları üzerindeki etkisi ile ilgili tam bir bilgiye ihtiyaçları vardır. Sosyal içicilerin alkolü bırakma olasılığı çok yüksektir
  2. Rahatlatıcı olarak alkol alma (Depresyonu hafifletme veya morali düzeltme amaçlı): Bu grupta da anomali riski düşüktür. Bazen hamileliğin kendisi depresyona yatkınlığı arttırdığı için bu gruptaki hamilelerin alkol alma olasılığı artmaktadır. Alkolün etkileri detaylı olarak anlatılmalı ,destek tedavisi yapılmalıdır.
  3. Bağımlılık sendromu (fiziksel ve psikolojik bağımlılık): En fazla risk taşıyan grup. Mutlaka detoks programına alınmalı , destekleyici tedavi verilmelidir.

Gebelikteki alkol tedavisi sırasında doğum uzmanı ve psikiyatrist mutlaka beraber çalışmalıdır.

Gebelik ve Anfetamin Kullanımı

Buz veya mavi buz olarak biline amfetaminler kokain gibi özellikler gösterir.

Anfetaminin anneye ait etkiler

  • Ablasyo plasenta ( plasentanın erken ayrılması )
  • Hiperaktivite
  • Unutkanlık
  • İştah kaybı
  • Kalp ritim bozuklukları

Fetusa ait etkiler

  • Anne karnında ciddi gelişme geriliği
  • Yeni doğan döneminde gelişme geriliği
  • Doğuştan sakatlıklar
  • Doğum anında oksijensiz kalma

Anfetamin tedavisi

Doğum uzmanı ve psikiyatrist beraber çalışmalıdır.

  • Kullanımı bırakma
  • Yüksek kalorili beslenme
  • Doğum öncesi ve sonrası yakın takip

Gebelik ve Kokain Kullanımı

Kokain koklayarak ya da damardan kullanılarak vücuda alınır. Koklayarak içe çekilen kokain birkaç dakika sonra kanda yükselir ve bir saatten daha uzun süre etkisi devam eder.Damardan alınan ise birkaç saniyede etki eder ve yarım saat kadar etki gösterir. Çoğu insan ilk kullanımdan sonra bağımlı olur. Maalesef kokain kullanımı son yıllarda artmıştır.

Kokain alındıktan sonra kişide canlılık, kendine aşırı güven, cinsel istekte artış, uykusuzluğa dayanma gücü, kalp atım hızında, tansiyonda ve vücut ısısında artış, zaman zaman huzursuzluk ve heyecanlanma görülür .

Etkisi geçtikten sonra ise depresyon, kırgınlık ve kokaini tekrar almak için aşırı istek görülür.

Kokain kullanımın zararları

  • Kalp kaslarına kan akımının azalması, ritim bozukluğu, kalp krizi, damarlarda tıkanma
  • Beyne giden kan akımının azalması, felç ve beyin infaktı
  • Bağırsaklara giden kan akımının azalması
  • Rahme giden kan akımı % 50 oranında azalır
  • Aynı etkiler fetusta de görülür. Özellikle kan basıncında ve kalp atım hızında artış. Oksijen düzeyinde azalma
  • Fetus beyninde kalıcı hasarlar
  • Burun iç yüzeyinde ülserler

Kokainin anneye ait etkileri

  • Düşük riskinde artış
  • Erken doğum ve erken su gelmesi riskinde artış
  • Kalp yetmezliği
  • Beyin kanaması
  • Solunum yetmezliği
  • Nöbet geçirme
  • Tansiyon yükselmesi
  • Ablasyo plasenta ( eşin erken ayrılması )
  • Ölü doğum
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda artış
  • Burun iç yüzeyinde ülserler

Kokainin fetusa ait etkileri

  • Anne karnında oksijensiz kalma
  • Erken doğum
  • Küçük kafa çevresi
  • Beyin gelişiminde yetersizlik
  • Kalp, santral sinir sistemi, bağırsak ve idrar yolları anomalileri
  • Yeni doğan döneminde nöbetler ve beyin kanaması
  • Yeni doğan döneminde ani ölümler

Çocukluk döneminde ise kayıtsızlık, ilgisizlik, donukluk gibi davranış bozuklukları, dikkat azlığı ve öğrenme ile ilgili problemler karşımıza çıkar.

Babanın kokain kullanımasının etkisi

Eğer erkek cinsel ilişkiden önce kokain almışsa , döllenmede anormallik riski artar.yapılan bir araştırma (Yazidığı ve arkadaşları 1991) kokainin insan spermine bağlandığını göstermiştir.

Gebelikte kokain tedavisi

Gebelik süreci ve doğum sonrası mutlaka psikiyatristle beraber takip edilmeli, anne adayına kokaini bırakması için destek olunmalıdır. Anne sütünden bebeğe çok hızlı geçtiği için, eğer anne kokain kullanıyorsa emzirmesi son derece sakıncalıdır.

Gebelik ve Eroin Kullanımı

En sık olarak damardan alınır. Fakat AİDS korkusu nedeni ile ağızdan alınması ya da solunması yaygınlaşmıştır. Hangi yoldan alınıra alınsın aşırı bağımlılık yapar.

Eroinin kadına etkileri

  • Yumurtlamayı baskıladığı için kullanan kadınlarda kısırlığa yol açar. Bir kadın genelde eroin seviyesi düştüğü dönemde gebe kalır
  • Eroin kullanan kadınların % 75’ i beraberinde başka toksik maddeler de aldığı için bir çok etki bir arada görülür
  • Erken doğum riski
  • Hepatit, tüberküloz, AİDS gibi bulaşıcı hastalıklara sık rastlanır

Eroinin fetusa ve yeni doğan dönemine etkisi

  • Erken doğum
  • Anne karnında gelişme geriliği
  • Ani bebek ölümü ( anne karnında ve yeni doğan döneminde )
  • Anne karnında eroine maruz kalan çocuklar eroinman olarak dünyaya gelirler. Doğum sonrası % 60-80 ‘ inde yoksunluk belirtileri vardır. Yoksunluk belirtileri genellikle 24 -72 saat içinde meydana gelir. Fakat bazen doğumun 10. gününde de gecikmiş olarak görülebilir. En korkulan yan etkisidir. Bebek tıpkı bir eroinman gibi tedavi edilir.

Çocukluk döneminde ise gelişme geriliği, davranış bozukluklarına sık rastlanır.

İlaç yoksunluk belirtileri

  • Uyanıklık
  • Aşırı huzursuzluk
  • Titreme, vücut ısısı değişiklikleri ve soluma sayısında artış
  • Hiperaktivite, yüksek sesle sürekli ağlama
  • İshal, terleme ve emmede güçlük
  • Huzursuz uyuma, solunum güçlüğü
  • Solumada duraklamalar
  • Kilo kaybı
  • Ağlayan göz sendromu

İlaç yoksunluk tedavisi

Eroin kullanan annelerin büyük bir çoğunluğu gerek gebelik süreci, gerekse doğum sonrası ve çocuk büyütme dönemlerindeki sorumluluğu alamayacaklarını düşünerek gebeliklerini sonlandırmak isterler. Gebeliğin devamını isteyen anne adaylarının tedavisi ise mutlaka psikiyatristle beraber kişiye özel tedavi seçilerek yapılmalıdır.

Gebelik ve Marihuana Kullanımı

İsmi halk arasında ‘’OT’’ olarak bilinir. Sigara şeklinde içilir. Marihuana aslında FSH, LH ve prolaktin hormonunu, dolayısı ile yumurtlamayı baskılar. Yani marihuana içen kadının gebe kalması zordur. Hamilelikte içildiği takdirde marihuananın içindeki aktif madde fetusa geçer ve 30 gün boyunca fetüsün yağ dokusunda depolanır. Marihuana kandaki karbonmonoksit düzeyini sigaradan 5 kat daha fazla arttırır ve fetusda ki oksijen düzeyini düşürür. Erkeklerde kısırlığa neden olabilir. Fiziksel bağımlılık yapmamakla birlikte psikolojik bağımlılık yapabilir. Akciğer kanseri riski sigara içen göre daha fazladır. Bir marihuananın akciğere etkisi 16 sigaraya eşittir.

Marihuananın fetus üzerindeki etkisi

  • Doğumsal sakatlıklara yol açmaz
  • Erken doğum ve düşük doğum ağırlığına neden olur
  • Yeni doğan döneminde huzursuzluk sık görülür

Çocukluk döneminde ise sözel ve zihinsel yetenekte gerilik görülür.

Gebelikte marihuana tedavisi

Hamilelik sürecinde ve emzirme döneminde mutlaka bırakılmalıdır. Marihuana kullanımını bırakmak diğer maddeleri bırakmaya kıyasla daha kolaydır. Psikiyatrist yardımı faydalıdır.

Gebelik ve Sigara Kullanımı

En fazla kullanılan bağımlılık yapıcı maddedir. Bir sigara 2500’ den fazla zehirli madde içerir. Karbonmonoksit çok hızlı bir şekilde fetusa geçer ve kandaki oksijen düzeyini azaltır.

Nikotin ise göbek kordonunda ki damarları kasarak fetusa daha az kan ve oksijen gitmesine neden olur. Ayrıca sigara birçok vitamin ve mineralin emilimini bozar.

Sigara içen annenin karnındaki bebeğin idrar analizinde nikotine rastlanmaktadır. Bu da sigaranın fetusu nasıl direk etkilediğinin en iyi kanıtıdır.

Sigaranın kadındaki etkileri

  • Yumurtlama bozukluğu ve spermlerdeki değişikliklere bağlı kısırlık
  • Dış gebelik riskinde artış
  • Düşük riskinde artış
  • Plesanta previa ( bebeğin eşinin aşağı yerleşmesi )
  • Gebelikte suyun erken gelmesi
  • Erken doğum

Sigaranın fetusda ve yeni doğan dönemde etkileri

  • Düşük doğum ağırlığı
  • Erken doğum
  • Erken doğumlara bağlı ölümler
  • Sigaranın sakatlık yapıcı etkisi yoktur
  • Sigara içimi anne sütünü azaltabilir ve zehirli kimyasallar anne sütünden bebeğe geçer
  • Ayrıca beşik ölümü olarak tanımlanan , bebeğin hiçbir neden yokken ani ölüm sendromu ( Sudden Baby Dead ) nedeniyle hayatını kaybetme oranları da yüksektir.

Çocukluk döneminde ise dikkat eksikliği, hiperaktivite, davranışsal anormallikler, IQ düşüklüğü, öğrenme güçlüğüne sık rastlanır. Sigara içen annelerin çocuklarında astım gelişme riski, içmeyenlerin çocuklarına göre iki kat artmıştır.

Yeni yayınlanan bir çalışmada gebelikleri boyunca sigara kullanan kadınlardan doğan erkek çocuklarının ileriki yaşamlarında suç ve şiddete olan eğilimlerinin artmış olarak bulunması ilginçtir.

Gebelikte sigarayı bırakma tedavisi

Sigarayı bırakmak için anne olmaktan daha iyi bir neden olamaz.

En ideali kadının hamile kalmasından önce sigarayı bırakmasıdır. Eğer bırakmamışsa 16. haftadan önce bırakılan sigara, görülebilecek problemleri aza indirir. Tüm bunlara rağmen sigara bırakılamadıysa günde 3 den az ve düşük nikotinli olanlar gebelikte ve emzirme döneminde tercih edilmelidir.